Ailede Sınırlar

Sınır koyma, çocuğun kendisini emniyette hissederek hareket edebileceği alanı belirleyen yardımcı ve yol gösterici işaretleri çocuğa sunmaktır. Sınırlar, çocukların hem kendilerini hem de yaşadıkları ortamı kavramalarını sağlar; onlara keşif ve öğrenme fırsatı sunar. Bütün çocuklar, kendilerine yol gösterecek sınırlar çerçevesinde dünyalarını sınama ve keşfetme ihtiyacı duyarlar. Çocuklar yaşadıkları ortamın kurallarını anlamak isterler. Kendilerinden ne beklendiğini, kontrolün kimde olduğunu, ne kadar ileri gidebileceklerini ve fazla ileri gittiklerinde neler olacağını bilmek isterler. Çocuklara sınır koymak yetişkinlikte kendi sınırlarını koyabilmelerine imkan tanır. Bu nedenle oldukça önemli bir kavramdır.

Peki, çocuklara sınır koymakta neden zorlanıyor olabiliriz? Bunun bir çok nedeni olabilir. Çocuklara hayır demek zor gelebilir, kendi anne babamızdan farklı yetiştirmeye çalışma çabasında olabiliriz. Sınır koymayı emretmek gibi algılayabiliriz, her istediği yapılan çocuğun mutlu olacağını düşünebiliriz. Bazen “en iyi arkadaş” modelini benimseyebiliriz, “Yoğun çalıştığımız için kalan zamanı güzel değerlendirelim” gibi düşünceler sınır koymamıza engel olabilir. Sınır koymanın sert bir dil kullanmak ve çocuğa karşı negatif davranışlar sergilemek olduğunu da düşünüyor olabiliriz. Tüm bu nedenler ve daha fazlası nedeniyle sınır koymak her zaman kolay değildir.

Çocuklar neden sınırlara ihtiyaç duyarlar? 

Sınırlar, 

  • Onaylanan davranışların yolunu belirler.
  • İlişkileri belirler.
  • Çocukların özgüvenlerinin gelişmesine katkı sağlar.
  • Çocukların öğrenmesini ve hedeflerine ulaşmasını sağlar. 
  • Çocukların sorumluluk duygularını geliştirir.
  • Çocukların sosyal becerilerini ve uyumlarını arttırır.

Sınır koyarken nasıl bir yaklaşımı benimsemeliyiz?

Yumuşak Yaklaşımda; 

Ebeveynler çocuklarla, iş birliği yapmanın en doğru yol olduğunu anladığında iş birliğine yanaşırlar. Benim görevim çocuklarıma hizmet etmek ve mutlu etmektir, çocuklarımı üzen sonuçlar etkin olamaz diye düşünürler. Tekrarlama ve hatırlatma yapmak, nasihatta bulunmak, ikna etmek, pazarlık yapmak, ödüller vermek, yanlış davranışı görmezden gelmek gibi tutumları benimserler. Güç ve kontrol alsında çocuklarda olur. Problemleri ikna yöntemiyle çözerler, problem çözümünü ebeveyn üstlenir.

Bu yaklaşımdan çocuk, kuralların onun için değil başkaları için olduğunu, istediklerini yapabileceklerini, sorunların çözümünün ebeveynlerin sorumluluğunda olduğunu öğrenirler. Daha çok aileye bağımlı olurlar. Genelde bu tarz bir yaklaşımda çocuklar daha fazla sınırları test ederler, kuralları ve otoriteyi daha fazla zorlarlar ve reddedenler, söylenenleri duymazdan gelir ve sözleriyle ebeveynleri yıpratırlar.

Cezacı Yaklaşımda;

Ebeveynin inancı çocukların acı çekmeden öğrenemeyecekleridir. Yöntemlerinden korkmazlarsa kurallara saygı göstermeyecekleri, çocukları kontrol etmenin onların görevi olduğu inancındadırlar. Güç ve kontrol ebeveyndedir. Zorla sorun çözme yaklaşımını benimserler ve düşmanca bir tutum sergilerler. Bütün sorunları ebeveyn çözer ve kararları onlar alır. İletişimde ve problem çözmede kırıcı yöntemlere başvururlar. Çocuklar da tepki olarak öfke ve inatçılık gözlenebilir. Ailelerini cezalandırmak için davranış değişimleri olabilir. Bastırılmış olmalarından dolayı geri çekilip, yoğun korku yaşayabilirler. 

Demokratik Yaklaşımda;

Ebeveynin inancı çocukların sorunlarını kendi başına çözebileceği yönündedir. Bu tarz yaklaşımı benimseyen ebeveynler çocuklarına seçenekler sunar ve davranışlarının sonuçlarından ders almalarına izin verirler. Cesaret vermek iş birliğini arttıran bir tutumdur. Çocuklara, sorumluluğunu taşıyabilecekleri kadar güç ve kontrol verilmelidir. Bu yaklaşımda çocuklar sorumluluğu, iş birliğini, bağımsızlığı, kurallara ve otoriteye saygıyı, benlik kontrolünü sağlamayı öğrenirler. Çocuklar da daha çok iş birliğine yatkın olurlar, sınırları daha az test ederler, kendi başlarına sorun çözmeye daha hevesli olurlar. 

Bu yaklaşımlardan en sağlıklısı demokratik yaklaşımdır. Aile kural ve sınırlarla ilgili tutarlıdır ve net mesajlar verir. Sözler ve davranışlar birbiri ile uyumludur.

Çocuğumuza nasıl sınır koyabiliriz?

İlk aşamada; ebeveynlerin kendilerine sormaları gereken sorular;

  • Çocuğumu ne kadar iyi tanıyorum?
  • Çocuğum beni kızdıran x davranışını yaparken aklından neler geçiyor?
  • Çocuğum bu davranışı yapınca eline neler geçiyor?
  • Çocuğum bu davranışı yaptığımda neden bu kadar öfkeleniyorum?
  • Kendim ve çocuğum için neler istiyorum?

İkinci aşamada;

  • Anne- babanın çocuğun sınırlandırılacak davranışları üzerinde görüş birliğine varması,
  • Çocuğu eleştirmeden ve düzeltmeden kendisi hakkında konuşmasına fırsat verilmesi,
  • Değiştirilmesi uygun görülen davranışın değişmesi için neler yapılabileceğinin çocukla beraber düşünülmesi ve kurallar üzerinde anlaşılması sağlanmalıdır.

Üçüncü aşamada ise;

  • Üzerinde anlaşılan kuralların tutarlı biçimde uygulanması
  • Kurallar ihlal edildiğinde yaptırımların tutarlı biçimde uygulanması gerekmektedir.

Öneriler:

  • Sınırları çizin; ama çok sayıda kural koymayın.
  • Bir kural koymadan önce kendinize şu soruları sorunuz: Bu gerekli mi? / Bu kural çocuğumun sağlığını ve güvenliğini sağlıyor mu? 
  • Kurallar basit ve anlaşılır olsun. Kuralları oluştururken çocuğunuzu da sürece dahil edin.
  • Bir kuralı ihlal ettiğinde sonucunun ne olacağını önceden çocuğunuza bildirin.
  • Esnek olun. Sınır koyma süreci dinamik bir süreçtir.
  • Çocuğunuzun sizi veya başkasını rahatsız eden bir davranışını görürseniz hemen söyleyin. Problemleri biriktirmeyin.
  • Her çocuk farklıdır. Bu yüzden, onların kendilerini kontrol etme becerilerinin gelişmesine fırsat tanıyın. Ailenin diğer üyeleriyle de disiplin kuralları konusunda hemfikir olun.
  • Çocuğunuzla vakit geçirin. Eşler olarak birbirinize zaman ayırın.
  • Çocuklarınızın iyi davranışlarını, başarılarını övün. 
  • Çocuğunuzla güç savaşına girmekten kaçının.

Unutmayın ki; başarılı sınır koymak zaman ve tutarlılıkla ilgilidir. Çocuklarla sadece konuşmak değil, davranışlarımızın da sözlerimizle tutarlı olması oldukça önemlidir. Çocuklar daha fazla özgürlük ve sorumluluk almaya hazır olduklarını gösterdikçe sınırları esnetmek unutulmamalıdır.

Kaynak: 

Çocuğunuzla Birlikte Büyümek – Naomi Aldort

Bağırmayan Anne Baba Olmak – Hal Edward Runkel

Çocuğunuza Sınır Koyma- Robert J. Mackenzie

Klnk. Psk Damla Ekmekçibaşı